Üç kelime bir işlem

Üç kelimeli çağrışımlarla haftalık öyküler

Friday, November 03, 2006

katherine chancellor

Posteri duvara yapıştırdığında, çabucak nefret etti posterdeki şarkıcıdan. Bu kadar çabuk alışıp, hemencecik bıktığına kendi de şaşırdı. Hemen mekanı terkederse yoğunlaşmış nefret duygularını kovuşturabileceğini düşündü. Mutfağa gitti, kendine bir kahve yaptı. Radyoyu açtı. Adını bilmediği ancak sözlerinden fransızca olduğunu anlayabildiği bir şarkı çalıyordu. Şarkıyı sevmiş olacak ki, bu kez şarkının sahibinin posterini yapıştırdığını ve akabinde ani bir nefretle bu şarkıcıdan da soğuyacağını düşündü. düşünceleri iç içe geçti birden, yoğun halkalar halinde odanın köşelerine doğru salınımlandılar.

Poster oradaydı işte, adam elinde mikrofon ve altında bir tayt, başında bir eşarp ve arka plandaki pembe kurbağa kostümlü ekip arkadaşlarıyla sözümona havaya girmişti. En bilindik şarkısını söylüyordu. Çok hızlı bir düşünce silsilesi daha gelip geçti hemen aklından. Gündelik meselelerle uğraşan insanlardan değildi, böyle acaip ucubik, tanımlanamaz konuları düşünüp, bunlar hakkında yorum yapan kaç kişi vardı ki? Acaba herkes deliydi de çaktırmıyor muydu? Peki bu delilik miydi? Herkes deli olamazdı ki..

Kahvesini müzik setinin üstüne koydu. Müzik ve delilik temalı bu girift seansa yeni bir açılım getirmek için, bu kez teybe ingilizce yemek tarifi yapan bir adamın cd'sini yerleştirdi. Yönelimlerini ve sonuca gidecek son hareketleri yoluna koyma problemi olduğundan, kahveyi lavaboya döktü ve tüm müzik cd'lerini arka odaya götürdü. Kahvenin son yudumu aydınlatıcydı, gayet öznel ve laubali bir düşünceydi bu; pekala başkası kahvenin son yudumundan nasıl bir aydınlanma bekleyebilirdi ki?

Düşüncelerinin anlamsızlığına aldırmaksızın, bir takım eylemleri yapmaktan çekinmezdi hiç. Bu da böyle bir andı işte; kahveyi dök, cd'leri arka odaya götür. Düşünceler ne kadar normalize edilirse edilsin, bu düşünceleri eyleme dökünce üçüncü kişilerin davranışlarını anormal bulması kaçınılmazdı. Açıklaması güç problemler, zıt eğilimli davranış manzumeleri, bireysel banalize düşünce birlikleri..

Saçmalamakla ilgili hoş düşünceleri olduğunu kendi kendine tekrarladı. Bir dizi oyuncusu gibi yaptı bunu, sesli sesli, mimikli mimikli. Mimikli mimikli dedi sesli sesli, güldü ve havayı yakalarcasına bir el hareketi yaptı. Üçüncü kişilere asla görünmeyen bir hayali sineği avucunda tuttu, ona gülümsedi ve son yolculuğuna uğurlamak için leşini duvardaki posterin arasına koyup pencereden dışarı fırlattı.

2 Comments:

At 3:50 AM, Anonymous Anonymous said...

hayali sineği sevdim ben. havada yakalamak çok kolay olmuyo ama. bekleyeceksin konacak. sonra sinsice yaklaşıp avucunu kapatacaksın. bardakla da olur.
diline sağlık!!!

 
At 9:36 AM, Blogger rot said...

kelimeleri yedirmeni sevdim ben. alakasız görünen yerlerde en alakalı bir biçimde çıktılar karşıma.

 

Post a Comment

<< Home